Son zamanlarda bir siyasi partinin içinden gelen haberler, aklımızı ve vicdanımızı sorgulatıyor. Kendi aralarında uyuşmamazlık, tehditler ve siyasi çekişmeler… Bu mudur vatan millet aşkı? Bu mudur bize vaat edilen?

Bir siyasi partinin, ülkeyi yönetmeye talip olduğunu düşünürsek, bu tablo içler acısı. Kendi aralarında bile bir araya gelip uzlaşamayan, sürekli çekişen ve birbiriyle uğraşan bir partinin, vatanı nasıl yöneteceği merak konusu.

Parti üyeleri, koltuklarını korumak ve rakiplerini alt etmek için her şeyi mübah görüyor. Tehditler, hakaretler, karalama kampanyaları… Bu mudur siyaset? Bu mudur demokrasi?

Peki ya halk? Halk bu kavgalardan ne anlıyor? Hiçbir şey! Halk sadece kaos, gerginlik ve belirsizlik görüyor. Vatandaşlarımızın dertleri, sorunları ve ihtiyaçları ortada kalıyor.

Vatan millet sevdalısı olduğunu iddia edenler, önce kendi aralarında birlik ve beraberlik olmalı. Kendi koltuklarını ve siyasi çıkarlarını bir kenara bırakıp, milletin refahı ve huzuru için çalışmalılar.

Unutmayalım ki, bu koltuklar size sonsuza kadar ait değil. Bir gün elbet gideceksiniz. Geride kalan tek şey, yaptıklarınız ve bıraktığınız iz olacak.

Bu siyasi partinin liderine sesleniyorum: Lütfen bu kavgalara son verin. Parti içi çekişmeleri bir kenara bırakın ve vatanın ve milletin sorunlarına odaklanın. Halkın size ihtiyacı var.

Halkımıza da sesleniyorum: Uyanık olun. Bu siyasi oyunlara alet olmayın. Doğru olanı, liyakatli olanı ve vatanı seveni seçin.

Gelin hep birlikte, bu vatanı sevgiyle, saygıyla ve barışla yönetelim. Kavgaya değil, barışa; çekişmeye değil, uzlaşmaya; nefrete değil, sevgiye yer verelim.

Unutmayalım, bu vatan hepimizin!