Son dönemde ülkemizde, özellikle bazı kesimlerin Arapça‘yı yücelten tutumlarına karşı bir endişe ve tepki oluşmaktadır. Ancak gerçek şu ki, Arapça bir kutsallık taşımaz, Türk milletinin özüyle bağdaşmaz ve hatta Türk milletinin değil, Türk düşmanlarının dili olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.

Türk milleti, tarih boyunca binlerce yıllık köklü bir geçmişe ve zengin bir kültüre sahiptir. Bu kültürün temel taşlarından biri de Türk dilidir. Türkçe, Türk milletinin en önemli kimlik unsurlarından biridir ve bu kimliğin temel taşıdır. Türk milleti, Türkçe’nin korunması ve geliştirilmesi için büyük mücadeleler vermiştir ve vermeye de devam etmelidir.Ancak ne yazık ki, son yıllarda bazı çevreler Arapça’yı Türk milletinin değerlerine tercih etme eğilimindedir. Bu tutumun temelinde ise dini ve siyasi motivasyonlar yatmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, din dili değil, insanların bir araya gelerek inançlarını ifade etmek için kullandıkları bir araçtır.

Türk milleti olarak bizim dini inançlarımızı ifade etmek için kullanmamız gereken dil Türkçe’dir ve Türkçe olacaktır.Arapça’nın Türk milleti için bir yabancı dil olduğu açıktır. Türk milleti, kendi diline ve kültürüne sahip çıkmalı, yabancı dillere boyun eğmemelidir. Arapça’nın yaygınlaştırılması, Türk milletinin kimliğini ve birliğini zedeler ve Türk milletinin düşmanlarının ekmeğine yağ sürer.Türk milleti olarak Araplaşmaya karşı uyanık olmalı, dilimizi ve kültürümüzü korumak için gereken her türlü önlemi almalıyız. Arapça’nın Türk milleti için bir değer ifade etmediği açıktır ve bu gerçeği görmek ve kabul etmek zorundayız. Türk milleti olarak, Türkçe’yi ve Türk kültürünü korumak için gereken her türlü mücadeleyi vermeye kararlıyız ve bu mücadeleyi de sonuna kadar sürdüreceğiz.